Eskilli yavrularımız ilk ve ortaöğretimde başarı gösterir üniversite sınavı kazanır. Bazıları için en önemli handikap maddiyatsızlıktır! ESKİLDER’in gücü nispetinde Eskilli öğrencilere son birkaç senedir burs vermesini son derece önemsiyorum. Ancak, Eskil Kaputaş büyüklüğündeki bir Altınekin derneğiyle 25 bin nüfuslu Eskil’in burs verilen öğrenci sayısı ve miktarları karşılaştırınca ister istemez insanın içi burkuluyor. Altınekinliler Derneği’nin verdiği sayı ve rakam ESKİLDER’i birkaç kez 4’e katlıyor. Burada ESKİLDER’deki gönlü zengin koca yürekli arkadaşlara sitem etme hakkımız var mı, asla yok. Onlar imkanlar dahilinde ellerinden gelenin en güzelini yapıyor. Ancak, Altınekin’e baktığımızda ilçe olarak bunu sahiplenmişler. Özellikle iş adamları, ilçenin önde gelenleri ile kanaat önderleri işin içinde... Biz de ise, ne yazık ki böyle bir birliktelik, gayret ve heves yok. Son derece güvenilir ve şeffaf bir dernek olan ESKİLDER öncülüğünde böyle bir kampanya başlatsak. Bu yıl eğitim öğretim sezonunda her bir yavrumuza 5’er Bin TL burs versek ne güzel olur de mi? Öte yandan bireysel olarak bursunu karşıladığımız bir öğrencimiz olsa! Allah’ın emrini yerine getirme… Toplumsal kaynaşma… İnsanlar arasında köprü… Bir kardeşimizin gönlünde yer edinme… Onun iyi bir geleceğe hazırlanması için destek olma… Ailesinin yükünü hafifletme… Gelecekte onun da bir öğrenciye burs vermesine vesile olma gibi… Birçok faydayı beraberinde getirecektir. İnşallah bu noktada karınca kararınca hep beraber “bir gönle girme” derdinde oluruz. Maddi varlığını kızından bile kıskanacak kadar oğluna bağışlayan sevgili hacı emmim, kıymetli hacı annem! Bu dünya fani! Yarın çok geç olmadan bugün bir gönle girmeye bak! Bir sıkma bile olsa... Geçenlerde Ortakuyu Yaylası’ndan Ahmet Sak vefat etti. Bir yakınımla onun vefatını konuşuyorduk... Karşımdaki kişi “Ahmet Ağa çok iyi bir kişiydi” dedi ve başladı anlatmaya... “Ramazan ayında bir gün Ortakuyu Yaylası’ndan geçiyorduk... Akşam vakti köy içinde bizim traktörün arkasındaki tarım aleti hidrolikten kurtuldu ve onu tekrar yerini takmaya çalışırken bir baktım. Ahmet emmi eline iki sıkma almış orucu bununla açın diye bize doğru hızlıca geliyor... Bu içten hareket beni o kadar duygulandırmıştı ki vefat haberini duyunca aklıma ilk olarak o geldi ve kendisi için dua ediyorum...” Atalar boşuna dememiş, “Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var...” diye... Bizler de bir bardak soğuk suyla bile olsa her fırsatta bir gönle girmeyi ihmal etmeyelim...