31 Mart mahalli seçimlerinden iki hafta öncesi İl Genel Meclisi adaylarının açıklanmasının arefesinde Adaylar sanki netleşmişti. Gazetemiz editörü Hilmi bey aday olarak açıklanması Kulislerde netleşmişti. Tebrikler bile başlamıştı. Tatlı bir telaş bile başlamıştı Hilmi Bey'in cephesinde. Ancak şahsen ben temkinli yaklaşmayı tercih edenlerdendim. Çünkü yaşanmış tecrübelerim vardı. Nedense tüm partilerin ağzından düşürmediği liyakat kelimesi  Her defasında geri plana itildiğini bildiğimden Temkinli yaklaşmama sanırım hak verirsiniz. Hilmi bey beş sene belediye meclis üyeliğini başarıyla yerine getirdi Partili partisiz tüm vatandaşların teveccühünü kazandı. Basın sektörünün içinde olması dolayısıyla  Vatandaşın problemlerine çok daha vakıf durumdaydı. Ancak son saatlerde sihirli bir el O'nu devre dışı bıraktı. Hilmi bey'in bana göre tek eksiği vardı (Eksık derseniz) Parası az. Yani çok zengin değil. Elinin, beyninin emeği ile hayatını devam ettiriyor. Yıllardır basın emekçiliği yaparak Gücünün yettiğince mücadele veriyor. Adaylığı olmayınca motivasyon amacıyla Telefonla görüştük morali bozuktu. Teselli ettik. Kendisine 'keşke zengin olsaydım ' diye şaka yollu takıldım. Henüz adaylar açıklanmamıştı ancak 'Kuşlar' haber etmişti Adayları   tek tek söyledi Hatta İl Genel Meclis Başkanının adını bile söyledi Hepsi harfiyen gerçekleşti. Bu durum şunu gösterdi ki Ülkemizde ağzınız ile kuş tutun, Nobel ödülü alın isterseniz Paranız az ise siyasette yeriniz yok. Devir 'ye kürküm ye' devrinden başka değil Kim gelirse gelsin ahbap çavuş ilişkisi hitam bulmuyor. Yaşananlar yaşanacakların ta kendisi.