Torasik outlet sendromu (TOS) göğüs kafesinin üst bölümünden çıkan sinir, atardamar ve toplardamarların sıkışması olarak bilinen nispeten az görülen bir hastalıktır. Kalpten çıkıp kola giden atardamar (subklavyan atardamar), koldan gelip kalbe ulaşan toplardamar (subklavyan toplardamar) ve omurilikten çıkıp kola giden sinirler (brakial pleksus) göğüs kafesinin üst bölümünde köprücük kemiği ve kaslarının arasından ilerlemek zorundadırlar.
Bu bölgede kemik, kas ya da bağların doğuştan ya da sonradan olan olaylar nedeni ile damarları ve sinirleri sıkıştırması TOS, omuz kapanı ya da göğüs çıkım sendromu olarak bilinir. TOS genelde birinci kaburga ve boyunda bu kaburgaya yapışan ön skalen kası ve bazen boyunda fazladan oluşmuş bir kaburganın katkısı ile gelişir. Bunun dışında köprücük kemiği ve bu kemiğe yapışan subklavius isimli kas ve daha bir çok kas ya da bağlar sinir ve damarları sıkıştırarak TOS gelişimine katkıda bulunabilirler. Diğer yandan göğüs ön bölümündeki kaburgalardan başlayıp kürek kemiğinin ön bölümüne yapışan ve pektoralis minör adı verilen kas bazen damar ve sinirleri sıkıştırarak TOS ile benzer belirtilere yol açabilir.
Bu yapılar TOS a neden olmakla beraber, TOS un nasıl başladığı tam olarak bilinmemektedir. Bazen boyuna yönelik travmalar ve yaralanmalar sonucu boyunda oluşan kırıkların iyileşme sürecinde yeni kemik ve doku oluşumları, araç içi baş ve boyunun kırbaç gibi öne arkaya ani savrulması ile oluşan trafik kazaları skalen kasının kasılması sonucunda göğüs çıkışını daraltmaya başlamasının başlıca TOS gelişimine katkıda bulunan faktörler olabileceği değerlendirilmektedir. Sıkışan doku tipine göre başlıca nörojenik, venöz ve arteryel TOS olmak üzere üç çeşit TOS vardır. Bazen bir kaç tip bir arada da olabilir. En yaygın görülen ve teşhisi en zor olan sinir sıkışmasına bağlı nörojenik TOS olarak ifade edilen tiptir. Omurilikten başlayıp göğüs kafesi çıkımından kola ilerleyen brakial pleksus olarak ifade edilen sinirler sıklıkla bu bölgede sıkışıp şikayetlere neden olabilmektedir.
Venöz TOS olarak ifade edilen TOS tipinde ise koldan gelip göğüs kafesi çıkımından göğüs içinde girip kalbe ilerleyen toplardamarın sıkışması söz konusudur. Bu bölgede sıkışan toplardamar subklavian ven olarak ifade edilen ve köprücük kemiğinin altından geçen toplardamardır. Kol ve omuz hareketleri ile sıkışan ve ezilen bu toplardamar zamanla tahriş olup, kolun toplardamar akımını engelleyen damar iç yüzünde darlıklar oluşmaya başlar. Bazen sıkışan, iç yüzü bozulmuş olan bu damar içinde pıhtı oluşarak kol toplardamar akımını daha ciddi ve ağrılı bir şekilde engeller. Kol ve omuz kaslarının tekrarlayan hareketleri ve efor sonucunda oluşan bu pıhtı "Paget–Schroetter sendromu" olarak özel bir isim almaktadır.
Sağlıklı, mutlu ve ağrısız günler dileğimle…
Anasayfa
Yazarlar
Abdullah Güdendede
Yazı Detayı
Bu yazı 940+ kez okundu.
Torasik Outlet Sendromu (Omuz Kapanı)
Torasik outlet sendromu (TOS) göğüs kafesinin üst bölümünden çıkan sinir, atardamar ve toplardamarların sıkışması olarak bilinen nispeten az görülen bir hastalıktır. Kalpten çıkıp kola giden atardamar (subklavyan atardamar), koldan gelip kalbe ulaşan toplardamar (subklavyan toplardamar) ve omurilikten çıkıp kola giden sinirler (brakial pleksus) göğüs kafesinin üst bölümünde köprücük kemiği ve kaslarının arasından ilerlemek zorundadırlar.
Bu bölgede kemik, kas ya da bağların doğuştan ya da sonradan olan olaylar nedeni ile damarları ve sinirleri sıkıştırması TOS, omuz kapanı ya da göğüs çıkım sendromu olarak bilinir. TOS genelde birinci kaburga ve boyunda bu kaburgaya yapışan ön skalen kası ve bazen boyunda fazladan oluşmuş bir kaburganın katkısı ile gelişir. Bunun dışında köprücük kemiği ve bu kemiğe yapışan subklavius isimli kas ve daha bir çok kas ya da bağlar sinir ve damarları sıkıştırarak TOS gelişimine katkıda bulunabilirler. Diğer yandan göğüs ön bölümündeki kaburgalardan başlayıp kürek kemiğinin ön bölümüne yapışan ve pektoralis minör adı verilen kas bazen damar ve sinirleri sıkıştırarak TOS ile benzer belirtilere yol açabilir.
Bu yapılar TOS a neden olmakla beraber, TOS un nasıl başladığı tam olarak bilinmemektedir. Bazen boyuna yönelik travmalar ve yaralanmalar sonucu boyunda oluşan kırıkların iyileşme sürecinde yeni kemik ve doku oluşumları, araç içi baş ve boyunun kırbaç gibi öne arkaya ani savrulması ile oluşan trafik kazaları skalen kasının kasılması sonucunda göğüs çıkışını daraltmaya başlamasının başlıca TOS gelişimine katkıda bulunan faktörler olabileceği değerlendirilmektedir. Sıkışan doku tipine göre başlıca nörojenik, venöz ve arteryel TOS olmak üzere üç çeşit TOS vardır. Bazen bir kaç tip bir arada da olabilir. En yaygın görülen ve teşhisi en zor olan sinir sıkışmasına bağlı nörojenik TOS olarak ifade edilen tiptir. Omurilikten başlayıp göğüs kafesi çıkımından kola ilerleyen brakial pleksus olarak ifade edilen sinirler sıklıkla bu bölgede sıkışıp şikayetlere neden olabilmektedir.
Venöz TOS olarak ifade edilen TOS tipinde ise koldan gelip göğüs kafesi çıkımından göğüs içinde girip kalbe ilerleyen toplardamarın sıkışması söz konusudur. Bu bölgede sıkışan toplardamar subklavian ven olarak ifade edilen ve köprücük kemiğinin altından geçen toplardamardır. Kol ve omuz hareketleri ile sıkışan ve ezilen bu toplardamar zamanla tahriş olup, kolun toplardamar akımını engelleyen damar iç yüzünde darlıklar oluşmaya başlar. Bazen sıkışan, iç yüzü bozulmuş olan bu damar içinde pıhtı oluşarak kol toplardamar akımını daha ciddi ve ağrılı bir şekilde engeller. Kol ve omuz kaslarının tekrarlayan hareketleri ve efor sonucunda oluşan bu pıhtı "Paget–Schroetter sendromu" olarak özel bir isim almaktadır.
Sağlıklı, mutlu ve ağrısız günler dileğimle…
Ekleme
Tarihi: 01 Şubat 2024 - Perşembe
Torasik Outlet Sendromu (Omuz Kapanı)
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.