Sağlık hayatımızın vazgeçilmez bir parçasıdır. Hayatımızın sonuna kadar onunla olmak için mücadele veririz. Bu mücadelenin sonucunun lehimizde olması için her türlü tedbiri almak hem fıtratımızın bir gereği hem de yaşamsal bir zorunluluktur. Sağlığımızı korumak için beslenmeye dikkat etmek, vitamin destekleri almak, fiziksel koşullardan korunmak, stres gibi psikofiziksel sonuçları olan şeylerden uzak durmaya çalışmak gibi çoğu faktöre dikkat ederiz. Hayatımızın bir parçası olan ve teknolojik gelişmelerin artmasıyla gün geçtikçe bizden uzaklaşan bir aktivitenin değerini ise yeni yeni tam olarak anlamaya başlıyoruz. Bu aktivite ise yürümedir.
Yürümek; insanın fıtratında olan bir kabiliyettir. Doğan her bebekten belli bir süre sonrasında yürümesini bekleriz. Bu başlangıçta psikolojik bir beklenti iken zamanla fiziksel bir yeterliliği yerine getirme olarak evrilir. Yürümek üzerine donatılmış bir vücut sistemimiz vardır. Fiziksel olan tüm sistemlerimizin adapte olduğu mekanizma günün bir vaktini ayakta ve yürüyerek geçirme üzerine kurulmuştur. İşin psikolojik boyutunu da hatırlatmakta fayda var. Çokta farkında olmasak ta yürümek bizim için psikolojik olarak ta etkisi olan bir aktivite çeşididir. Diğerleri gibi olma endişesinden bahsetmiyorum. Yürümenin hem hormonal sistem üzerindeki etkisi ile oluşturduğu değişiklikler hem de insanın zihinsel aktiviteleri üzerindeki etkileri gerçekten çok önemlidir. Yürümenin fiziksel etkileri insan açısından büyük bir öneme sahiptir. Yürümenin metabolizma üzerinde hızlandırma etkisi çoğu zaman zayıflama ya da koruyucu yaklaşım olarak medyatik olduğundan herkes duymuştur. Bu etkisini ise sindirim sistemi üzerine etkisi ve enerji harcanması ile sağlar.
Yürüme, kas kuvvetinin artması ve esnekliğinin korunmasını sağlayarak vücudumuzun zinde kalmasında büyük görev üstlenir. Kas mekanizması gücünü korumak ve geliştirmek için aktivitelere ihtiyaç duyar. Yürüme üzerine yaratılmış bir fıtrattaki insan ise kas kuvvetinin devamlılığını özel bir çaba harcamadan yürüme ile sağlayabilir. Yürüme de hemen hemen tüm kaslar bir şekilde görev alır ve bu aktiviteye dâhil olur. Kas sisteminin dolaşım sistemi üzerine etkisi ise hayli fazladır. Aktif olan kas-iskelet sistemi de dolaşım sistemine olumlu etki eder ve kalp-damarla ilgili yapılar hastalıklara karşı kendini yenileme ve koruma şansı yakalar. Orta düzey yürüme aktiviteleri ile de vücuttaki yağ yakımı artar. Kolesterol düzeyinin kontrolü sağlanmış olur. Diyabet üzerine olumlu etkileri ise yakın zamanda yapılan çalışmalarla kanıtlanmış durumdadır. Bunun yanında bu kadar sistem üzerinde etkisi ile bağlantılı olarak diğer sistemlere de dolaylı etki ederek insan için vazgeçilmez bir aktivite olarak yürümenin her daim hayatımızda olması gerekir.
Yürümek; vazgeçilmez bir aktivitemiz ancak biz artık her şeyi kolaylaştıracak icat ve buluşlar yaptığımız için yürümeyi neredeyse hayatımızdan çıkaracak duruma geldik. En yakın mesafelere bile araçlarla gidiyoruz. Yürüyen merdivenler ve asansörler artık hayatımızın bir parçası olmuş durumda… Dışarı çıkıp gezmek, yürümek yerine bilgisayar başında TV karşısında, elimizde cep telefonuyla bir köşede oturmak hatta artık yatmak artık bir yaşam stili oldu. Yürümek her geçen gün hayatımızdan uzaklaştıkça bizde onun kıymetini daha iyi anlıyoruz. Önceden hiç görmediğimiz sorunların bir anda mantar gibi türemesi beklide birazda bundandır. Yürümeyi tekrar hayatımıza sokmalıyız. Onu tekrar bir yaşam biçimi haline getirmeliyiz. Durum öyle bir hal aldı ki hastalarımıza tedavi niyetine yürüyüş yapmalısınız dediğimiz günlere kaldık…
Sağlıklı, mutlu ve ağrısız günler dileğimle…