Orucun insan vücuduna etkileri
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
25.05.2017 - 15:00, Güncelleme:
25.05.2017 - 15:00 3155+ kez okundu.
Orucun insan vücuduna etkileri
AEAH Kardiyoloji Uzmanı Dr. Sinan İnci;
“Orucun insan vücuduna ve metabolizmasına olumlu etkisi vardır”
Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanlarından Dr. Sinan İnci, Ramazan ayı nedeniyle, kalp ve tansiyon hastalarına “Oruç” uyarısı yaptı.
Tüm kalp hastalarını aynı kefeye koymanın doğru olmadığını söyleyen Dr.İnci; “Kalp hastalıkları geniş bir yelpazededir. Düşünülenin aksine kalp hastalarının çoğu doktor kontrolünde oruç tutabilir” dedi.
Oruç tutmanın kalp ve damar sistemine olumlu etkisi vardır
Ramazan ayının, birçok kötü alışkanlıkları engellediğini söyleyen Kardiyolog Dr. Sinan İnci, “Ramazan hem vücut hem de ruh sağlığı için eşi bulunmaz bir süreçtir. Yalnızca kalp ve damar sağlığı açısından sigara içilmemesi, alkol, uyuşturucu ve damar tıkayıcı kolesterolü yüksek meze ve yemek yemede ölçülü olunması damar tıkanma ve kalp krizi riskini azaltır. İnsanlara iyilik yapmak ve ibadet etmek ruh sağlığımızın üzerine inanılmaz olumlu etkileri vardır. Ruhsal sağlımız demek gereksiz stres hormonlarının salınımının azalması ve kalp ve damarlarının yıpranmaması demektir. Oruçlu insanlar üzerinde yapılan araştırmalarda homosistein denilen, fazlalığın da damar sertliği ve damar tıkanıklıklarına neden olduğu maddenin kandaki miktarının azaldığı, kalp ve damar hastalıklarıyla ilişkili iltihabi belirteçlerin miktarında azalma olduğu, insülin duyarlığının arttığı bilimsel olarak göstermiştir. Bu açılardan bakıldığında orucun insan vücudu ve metabolizması üzerine oldukça olumlu etkisi vardır” dedi.
Oruç tutarken nelere dikkat etmeliyiz?
Kardiyolog İnci; “Orucun tutulduğu mevsimler değişmekle birlikte son yıllarda yaz aylarına denk gelmektedir. Bu nedenle kişilerde sıvı kaybına dikkat etmek önemlidir. Güneş altında çalışan bir kişi ile masa başında, klimalı ortamda çalışanlarının sıvı ihtiyacı da farklıdır. Herkes kendi şartlarına göre ayarlamalar yapmalı ve çevre şartlarından da vücudunu korumayı öğrenmelidir” dedi.
Ortalama sağlıklı bir bireyin günde 2.5-3 litre sıvı tüketmesinin sağlımız açısından gerekliliğini vurgulayan İnci; oruç tutacak kişilere de şu uyarılarda bulundu.
“Mutlaka sahura kalkmak, sahurda kahvaltı şeklinde beslenmek, 1-2 dilim ekmek, süt, 1 katı yumurta gibi proteinden zengin ve domates, biber, salatalık gibi sebzelerin de eşlik ettiği bir beslenme uygulamak, kuru baklagillerde yapılmış çorba ya da yemeklerden tüketmek şeklinde olmalıdır. Özellikle görkemli iftar organizasyonlarından kaçınıp daha sade beslenmeye dikkat etmek gerekmektedir. İftarda hızlı yemek yememek ve yiyecekleri iyi çiğnemek gereklidir. Yüksek kalorili yağlı gıdaların tüketilmemesi, tatlı ve böreklerden kaçınılması aksine iftara öncelikle bir çorba (tercihen sebze çorbası) veya hafif kahvaltı ile başlanıp ardında sulu az yağlı yemek, zeytinyağlı bir yemekle devam edilmesi önerilmektedir. Bir süre ara vermek sonra ana yemeğe geçmek çok daha uygun olur. Özellikle sindirimi kolay, esmer makarna, sebze, hoşaf, fırın ve tencere yemekleri önerilmektedir. Izgara, fırın et, balık, tavuk da yenebilir. Sindirim sistemini zorlayacak kızartmalar, sos ve baharatlardan uzak durulmalıdır. Tüketilecek tüm gıdaların kısa bir zaman diliminde tüketilmesi yerine saatlere bölerek ufak porsiyonlar halinde kalbe ek yük getirmeden dengeli bir şekilde tüketilmesi önemli bir konudur. Tatlı ve meyveyi ise daha geç saate, teravih namazı sonrasına bırakmak ve tatlı olarak güllaç, dondurma ve diğer sütlü tatlıları tercih edilmelidir. İçecek olarak çay, ayran, maden suyu tavsiye edilir. Az miktarda kahve de içilebilir Yine ramazan ayı sigarayı bırakmak için bir fırsat olarak değerlendirilebilir” dedi.
Kalp hastaları oruç tutabilir mi?
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Sinan İnci; Kalp hastalıklarının geniş bir yelpaze olduğunu bu nedenle tüm kalp damar hastalarını aynı kefeye koymanın doğru olmadığını söyledi. “Düşünülenin aksine kalp hastalarının çoğunluğu doktor kontrolünde oruç tutabilirler” dedi.
Oruç tutması riskli olan kalp hastalıkları şunlardır:
-Kalp damar tıkanıklığı olup bu durumun tam tedavi edilmediği hastalar, yine yakın zamanda kalp krizi geçirmiş kişiler (ortalama 6 ay-1 yıl içinde), damar tıkanıklığına veya kapak hastalığına bağlı açık kalp ameliyatı olmuş hastaların (ameliyat sonrası ilk 1 yıl) bu dönemde oruç tutmaları risklidir. Çünkü ufacık tetikleyici bir durum bu hastalar için ölümcül sonuçlara yol açabilir. Yine stent takılmış ve en az 1 yıl ikili kan sulandırıcı kullanmak zorunda olan hastalarında ilk 1 yılda oruç tutmaları sakıncalı olabilir. Kalp hastalığına eşlik eden böbrek yetmezliği olanlar veya insülin gerektiren şeker hastalığı eşlik edenlere de oruç tavsiye edilmez.-Kontrol altına alınamayan hipertansiyonu olan hastalar tansiyonları kontrol altına alınana kadar oruç tutmamalıdırlar.
-Herhangi bir nedenden dolayı ortaya çıkmış kalp yetersizliği varsa bu hastalarında oruç tutmamaları daha uygun olur. Kalp yetersizliği olan kişiler, vücutlarında artan tuz ve suyu azaltmak için idrar söktürücü ilaçlar kullanır. İlaçların etkisiyle oruç zamanı aşırı tuz ve su kayıpları olur. Bu durum, bayılmalara hatta şoklara yol açabilir. İftarda, vücuda yüklenen aşırı su ve tuz, zaten sınırda pompalama gücü olan kalbi aşırı çalışmaya zorlar. Bunun yanında, hızlı ve bol yenilen yemek sonrası, sindirim, mide, bağırsak sisteminde kan dolaşım hızı artar. Bu da kalbe yüzde 20 ek yük getirir. Aşırı yük, kalp yetmezliğine yol açar.
-Kalp kapağı ameliyatı geçirmiş, protez kapağı olan kişilerde hayati önem taşıyan kan sulandırıcı kullanımı ve bu ilacın metabolizma değişimiyle besinlerdeki değişimle etkileneceğinin bilinmesi, susuz kalmanın pıhtılaşmayı arttıracağının bilinmesi ve risklerin ve alınacak önlemlerin buna göre hesap edilmesidir.. Metal protez kapaklı hastaların oruç tutması da sakıncalıdır. En az 3 öğün ilaç kullanmak zorunda olan hastalarda oruç tutmamalıdır. Son olarak Kalp hastalarının bir kısmının, bu dönemde ilaç kullanımlarının aksadığı ve iftarda fazla miktarda ve ağır gıda tüketimiyle beraber kalbe ek yükler gelmesine sebep oldukları bilinmektedir.
Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Sinan İnci, son olarak “Her hastanın ve sağlıklı olup sağlık kontrolü yaptıran her insanın oruç tutup tutamayacağını kendisini takip eden hekime danışmasını tavsiye ediyorum. Herkesin Ramazan aylarını tebrik ediyor, sağlıkla geçirecekleri ve sağlıklarına zarar değil, yarar getirecek bir Ramazan ayı geçirmelerini diyorum” dedi.
AEAH Kardiyoloji Uzmanı Dr. Sinan İnci;
“Orucun insan vücuduna ve metabolizmasına olumlu etkisi vardır”
Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanlarından Dr. Sinan İnci, Ramazan ayı nedeniyle, kalp ve tansiyon hastalarına “Oruç” uyarısı yaptı.
Tüm kalp hastalarını aynı kefeye koymanın doğru olmadığını söyleyen Dr.İnci; “Kalp hastalıkları geniş bir yelpazededir. Düşünülenin aksine kalp hastalarının çoğu doktor kontrolünde oruç tutabilir” dedi.
Oruç tutmanın kalp ve damar sistemine olumlu etkisi vardır
Ramazan ayının, birçok kötü alışkanlıkları engellediğini söyleyen Kardiyolog Dr. Sinan İnci, “Ramazan hem vücut hem de ruh sağlığı için eşi bulunmaz bir süreçtir. Yalnızca kalp ve damar sağlığı açısından sigara içilmemesi, alkol, uyuşturucu ve damar tıkayıcı kolesterolü yüksek meze ve yemek yemede ölçülü olunması damar tıkanma ve kalp krizi riskini azaltır. İnsanlara iyilik yapmak ve ibadet etmek ruh sağlığımızın üzerine inanılmaz olumlu etkileri vardır. Ruhsal sağlımız demek gereksiz stres hormonlarının salınımının azalması ve kalp ve damarlarının yıpranmaması demektir. Oruçlu insanlar üzerinde yapılan araştırmalarda homosistein denilen, fazlalığın da damar sertliği ve damar tıkanıklıklarına neden olduğu maddenin kandaki miktarının azaldığı, kalp ve damar hastalıklarıyla ilişkili iltihabi belirteçlerin miktarında azalma olduğu, insülin duyarlığının arttığı bilimsel olarak göstermiştir. Bu açılardan bakıldığında orucun insan vücudu ve metabolizması üzerine oldukça olumlu etkisi vardır” dedi.
Oruç tutarken nelere dikkat etmeliyiz?
Kardiyolog İnci; “Orucun tutulduğu mevsimler değişmekle birlikte son yıllarda yaz aylarına denk gelmektedir. Bu nedenle kişilerde sıvı kaybına dikkat etmek önemlidir. Güneş altında çalışan bir kişi ile masa başında, klimalı ortamda çalışanlarının sıvı ihtiyacı da farklıdır. Herkes kendi şartlarına göre ayarlamalar yapmalı ve çevre şartlarından da vücudunu korumayı öğrenmelidir” dedi.
Ortalama sağlıklı bir bireyin günde 2.5-3 litre sıvı tüketmesinin sağlımız açısından gerekliliğini vurgulayan İnci; oruç tutacak kişilere de şu uyarılarda bulundu.
“Mutlaka sahura kalkmak, sahurda kahvaltı şeklinde beslenmek, 1-2 dilim ekmek, süt, 1 katı yumurta gibi proteinden zengin ve domates, biber, salatalık gibi sebzelerin de eşlik ettiği bir beslenme uygulamak, kuru baklagillerde yapılmış çorba ya da yemeklerden tüketmek şeklinde olmalıdır. Özellikle görkemli iftar organizasyonlarından kaçınıp daha sade beslenmeye dikkat etmek gerekmektedir. İftarda hızlı yemek yememek ve yiyecekleri iyi çiğnemek gereklidir. Yüksek kalorili yağlı gıdaların tüketilmemesi, tatlı ve böreklerden kaçınılması aksine iftara öncelikle bir çorba (tercihen sebze çorbası) veya hafif kahvaltı ile başlanıp ardında sulu az yağlı yemek, zeytinyağlı bir yemekle devam edilmesi önerilmektedir. Bir süre ara vermek sonra ana yemeğe geçmek çok daha uygun olur. Özellikle sindirimi kolay, esmer makarna, sebze, hoşaf, fırın ve tencere yemekleri önerilmektedir. Izgara, fırın et, balık, tavuk da yenebilir. Sindirim sistemini zorlayacak kızartmalar, sos ve baharatlardan uzak durulmalıdır. Tüketilecek tüm gıdaların kısa bir zaman diliminde tüketilmesi yerine saatlere bölerek ufak porsiyonlar halinde kalbe ek yük getirmeden dengeli bir şekilde tüketilmesi önemli bir konudur. Tatlı ve meyveyi ise daha geç saate, teravih namazı sonrasına bırakmak ve tatlı olarak güllaç, dondurma ve diğer sütlü tatlıları tercih edilmelidir. İçecek olarak çay, ayran, maden suyu tavsiye edilir. Az miktarda kahve de içilebilir Yine ramazan ayı sigarayı bırakmak için bir fırsat olarak değerlendirilebilir” dedi.
Kalp hastaları oruç tutabilir mi?
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Sinan İnci; Kalp hastalıklarının geniş bir yelpaze olduğunu bu nedenle tüm kalp damar hastalarını aynı kefeye koymanın doğru olmadığını söyledi. “Düşünülenin aksine kalp hastalarının çoğunluğu doktor kontrolünde oruç tutabilirler” dedi.
Oruç tutması riskli olan kalp hastalıkları şunlardır:
-Kalp damar tıkanıklığı olup bu durumun tam tedavi edilmediği hastalar, yine yakın zamanda kalp krizi geçirmiş kişiler (ortalama 6 ay-1 yıl içinde), damar tıkanıklığına veya kapak hastalığına bağlı açık kalp ameliyatı olmuş hastaların (ameliyat sonrası ilk 1 yıl) bu dönemde oruç tutmaları risklidir. Çünkü ufacık tetikleyici bir durum bu hastalar için ölümcül sonuçlara yol açabilir. Yine stent takılmış ve en az 1 yıl ikili kan sulandırıcı kullanmak zorunda olan hastalarında ilk 1 yılda oruç tutmaları sakıncalı olabilir. Kalp hastalığına eşlik eden böbrek yetmezliği olanlar veya insülin gerektiren şeker hastalığı eşlik edenlere de oruç tavsiye edilmez.-Kontrol altına alınamayan hipertansiyonu olan hastalar tansiyonları kontrol altına alınana kadar oruç tutmamalıdırlar.
-Herhangi bir nedenden dolayı ortaya çıkmış kalp yetersizliği varsa bu hastalarında oruç tutmamaları daha uygun olur. Kalp yetersizliği olan kişiler, vücutlarında artan tuz ve suyu azaltmak için idrar söktürücü ilaçlar kullanır. İlaçların etkisiyle oruç zamanı aşırı tuz ve su kayıpları olur. Bu durum, bayılmalara hatta şoklara yol açabilir. İftarda, vücuda yüklenen aşırı su ve tuz, zaten sınırda pompalama gücü olan kalbi aşırı çalışmaya zorlar. Bunun yanında, hızlı ve bol yenilen yemek sonrası, sindirim, mide, bağırsak sisteminde kan dolaşım hızı artar. Bu da kalbe yüzde 20 ek yük getirir. Aşırı yük, kalp yetmezliğine yol açar.
-Kalp kapağı ameliyatı geçirmiş, protez kapağı olan kişilerde hayati önem taşıyan kan sulandırıcı kullanımı ve bu ilacın metabolizma değişimiyle besinlerdeki değişimle etkileneceğinin bilinmesi, susuz kalmanın pıhtılaşmayı arttıracağının bilinmesi ve risklerin ve alınacak önlemlerin buna göre hesap edilmesidir.. Metal protez kapaklı hastaların oruç tutması da sakıncalıdır. En az 3 öğün ilaç kullanmak zorunda olan hastalarda oruç tutmamalıdır. Son olarak Kalp hastalarının bir kısmının, bu dönemde ilaç kullanımlarının aksadığı ve iftarda fazla miktarda ve ağır gıda tüketimiyle beraber kalbe ek yükler gelmesine sebep oldukları bilinmektedir.
Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Sinan İnci, son olarak “Her hastanın ve sağlıklı olup sağlık kontrolü yaptıran her insanın oruç tutup tutamayacağını kendisini takip eden hekime danışmasını tavsiye ediyorum. Herkesin Ramazan aylarını tebrik ediyor, sağlıkla geçirecekleri ve sağlıklarına zarar değil, yarar getirecek bir Ramazan ayı geçirmelerini diyorum” dedi.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.